kolostrum-buzağı-besleme-ne kadar-yeterli

Kolostrum Beslemesi Ne Kadar Yeterlidir

Zirve
Eylül 25, 2021

En büyük risk, buzağı çok az kolostrum aldığında ortaya çıkar.

Buzağıyı büyük bir hastalık ve ölüm riskine sokar.

Geleneksel tavsiye, doğumdan sonra mümkün olan en kısa sürede ve 12 saat sonra tekrar 2 litre kolostrum beslemek olmuştur. Bu öneri bugün hala geçerli mi? Tek seferde beslenmedikçe, çok fazla kolostrum beslemek genellikle bir sorun olarak görülmez. Peki, ne kadar çok ve ne kadar az çok az?

Ne yazık ki, cevap göründüğü kadar kolay değil. Beslenecek kolostrum miktarı gerçekten birkaç faktöre bağlıdır – kolostrumdaki antikor (veya Ig) miktarı, buzağının vücut ağırlığı, buzağının ilk beslenme yaşı ve diğer birkaç faktör.

Genel olarak, kolostrum miktarı varsayılmıştır – genellikle iki beslemenin her birinde 2 litre kolostrumun işe yarayacağını varsaydık. Bununla birlikte, çoğu durumda bu, buzağıya yeterli antikor sağlamayacaktır.

Ne kadar kolostrumun besleneceği konusu, üretici ve yeni doğan buzağı için son derece önemlidir.

Bir kolostrometre kullanmak, kolostrumun yeterli kalitede olup olmadığı konusunda size bir fikir verebilir (bkz. Buzağı Notu,Kolostrum kalitesini ölçmek için kolostrometreyi kullanma) Peki ne yapmalısınız? Birçok veteriner, Holstein buzağılara ilk beslemede 4 litre kolostrum verilmesini tavsiye eder – gerekirse özofagus besleyici ile. İlk beslemede büyük miktarda besleyerek antikor emilimini en üst düzeye çıkarabilirsiniz.

Elbette Jersey buzağıları ve küçük Holsteinlar daha az miktarda beslenmelidir. Başka bir yaklaşım, üretilen kolostrum hacmine bakmaktır. Washington eyaleti araştırmacıları, bir ineğin yaklaşık 18 libreden fazla ürettiğini bildirdi. Buzağı için yeterli pasif bağışıklık sağlamak için gerekenden daha az Ig içerebilir.

Yap

Yapma

İneklerin temiz, kuru bir doğum ağılında veya temiz bir merada buzağılamasına izin verin.

Buzağıları mümkün olan en kısa sürede barajdan ayırın.

Kolostrumun ilk beslemesini mümkün olan en kısa sürede yapın (1 saat içinde) İyi kalitede ise barajdan alınan taze kolostrum kullanın İlk beslemede en az 3 litre kolostrum ve 12 saat sonra tekrar verin (Kolostrum kalitesi belirlenebiliyorsa ve iyi ise) kalitesi, ilk beslemede 2 litre besleyin. ).
Buzağı 45 kg ise, ilk 6 saat kolostrum tüketmemişse veya buzağılama ortamı kirli ise her beslemede 3 litre kolostrum ile besleyin.

Kullanmadan önce kolostrum kalitesini bir kolostrometre ile ölçün.
Yalnızca kaliteli kolostrum kullanın Kaliteli kolostrumu 1 veya 2 litrelik şişelerde dondurarak saklayın. Antikorları korumak için kolostrumu dikkatli bir şekilde çözdürün Adil ve düşük kaliteli kolostrum ve geçiş sütü yalnızca yaşlı buzağılar için kullanın.

Göbekleri mümkün olan en kısa sürede iyot tentürüyle daldırın .
Buzağıyı izole, kuru ve hava akımı olmayan bir ortama koyun Doğumdan sonra 2 ila 3 gün daha düşük kaliteli kolostrum veya geçiş sütü beslemeye devam edin.

Yakın çekim inekleri sürüden ayırmayı veya inekler arasındaki ağılları temizlemeyi unutmayın.

Buzağı ve barajı bir saatten fazla birlikte bırakmayın.

Doğumdan önce veya doğum sırasında memelerinden kolostrum sızdıran ineklerin kolostrumunu kullanmayın.
Kan içeren veya mastitli kolostrum kullanın. Buzağının kendi kendine kalkmasını bekleyin ve emzirin Buzağının ana sütü emerken kolostrumunu almasına izin verin veya besleme başına 2 litreden az besleyin Kırık veya kirli bir yemek borusu yemliği kullanın.

Özellikle bir düveden geliyorsa, ince, sulu kolostrum kullanmayınKan içeren veya başka bir şekilde anormal olan kolostrum kullanın Dondurulmuş kolostrumu aşırı sıcak suya yerleştirin veya bir seferde 1 dakika boyunca yüksek güçte mikrodalgada eritin (bu antikorları yok eder) Besleme ilk 2 beslemede düşük kaliteli kolostrum.

Göbekleri daldırmak için emzik daldırma veya iyot tentürü dışında başka bir solüsyon kullanmayın.. Buzağıları birlikte gruplayın veya buzağıları ıslak veya rüzgarlı bir ortamda barındırın.

40 kg’lık bir buzağının 24 saatte 10 g/L’lik minimum plazma IgG konsantrasyonuna ulaşması için gereken tahmini kolostrum.
  • Buzağı vücut ağırlığı 40 kg
  • Plazma hacmi (BW’nin %9’u) 3,6 litre
  • Minimum Plazma konsantrasyonu 10 g/L
  • Görünür absorpsiyon verimliliği %35
  • Gerekli IgG alımı (3,6 × 10 / 0,35) 103
  • gram Kolostral konsantrasyonu 50 g/L
  • Beslemek için gerekli miktar 2.1

Bir buzağının ihtiyaç duyduğu IgG miktarını (veya kütlesini) hesaplamak için, mevcut araştırma verilerine dayanarak birkaç varsayım yapılabilir (yukarıdaki Şekil).

Amacımız buzağının litre serum başına minimum 10 gram IgG elde etmesidir.

Bir buzağının 24 saatlik plazma hacmi, vücut ağırlığının yaklaşık %9’u kadardır. 10 g/L’ye ulaşmak için, 40 kg (yaklaşık 88 lbs.) ağırlığındaki yeni doğmuş bir buzağı, 24 saatlik yaşına kadar kolostrumdan 36 gram IgG veya takviye tüketmelidir. Ancak IgG %100 verimle emilmez. Araştırma verileri, verimliliğin %35’e yakın olduğunu göstermektedir (diğer %65-70’lik kısım diğer vücut havuzlarıyla dengelenir veya hiç emilmez).

Bu nedenle, 10 g/L’ye ulaşmak için buzağının 24 saate kadar 103 gram IgG (36 gram / %35) tüketmesi gerekir. Hesaplamalara bir güvenlik payı dahil edilirse (litre başına 15 gram IgG plazma IgG konsantrasyonuna ulaşıldığında), buzağının 154 gram IgG tüketmesi gerekir. IgG absorpsiyonunun etkinliği, IgG alım denkleminin önemli bir bileşenidir. Verimlilik sabit değildir, ancak bir dizi faktöre göre değişir (azalır) – ancak en önemlisi ilk besleme yaşıdır. IgG absorpsiyonunun etkinliği doğumdan hemen sonra en yüksektir ve 24 saatte neredeyse sıfıra düşer.

Daha sonra tüketilen IgG’nin çok azı kan dolaşımına emilir. Emilim etkinliği yaşla birlikte azaldığından, kolostrumun (veya takviyelerin) doğumdan sonra mümkün olan en kısa sürede beslenmesi kritik önem taşır. Absorpsiyonun etkinliğine ilişkin araştırma tahminleri çok değişkenlik gösterir ve %65 gibi yüksek ile %25 kadar düşük arasında değişir.

 

http://calfnotes.com/pdffiles/CN002.pdf

The world of dairy farming has undergone a remarkable transformation over the centuries. As one of the oldest agricultural trades, it has consistently sought new tools and practices to increase efficiency, improve animal welfare, and better meet the demands of consumers. One of the most significant milestones in modern dairy farming has been the emergence of robotic milking systems. Below, we explore the journey of milking—from humble hand-milking beginnings to the cutting-edge robotics shaping the future.

The Early Days of Milking

For thousands of years, milking was performed by hand. Dairy farmers relied on skill, patience, and deep knowledge of animal care and behavior. This process, while intimate, was also time-consuming and physically demanding. As small family farms increased in size and herds grew, the pressure to streamline milking practices intensified.

19th Century Advancements: The Industrial Revolution introduced the first mechanical milking machines, a quantum leap from the hand-milking tradition. These devices reduced human labor but still required significant oversight and maintenance.

20th Century Developments: By the mid-1900s, vacuum-based milking machines and pipeline systems became commonplace, allowing farmers to milk larger herds efficiently. Milking parlors standardized the process, improving hygiene and speed, yet manual involvement was still crucial.

Milking speed ( Cows/ per Day/ per Unit )

  • Before: 40-50 cows
  • Now: 60-70 cows

Milking frequency ( Times per Day )

  • Before: 2 – 2.5 times per day 22.5% 22.5%
  • Now: 2.5 – 3 times per day 27.5% 27.5%

The Present: Modern Robotic Milking Systems

Today’s robotic milking systems, also known as automated milking systems (AMS), represent the cutting edge of dairy technology. These systems can drastically reduce manual labor while enhancing milk production and providing a wealth of data on cow health.

How It Works: Cows voluntarily enter a milking station, guided by feed incentives. Sensors identify the cow, sanitize the teats, and attach the milking cups automatically. Data such as milk output, cow activity, and health indicators (e.g., udder temperature, conductivity measurements) are collected in real time and stored in farm management software.

 

Key Benefits:

Labor Efficiency: Farmers can spend more time on herd management and strategic planning rather than routine tasks.

Animal Welfare: Continuous monitoring ensures cows are milked when they want to be, reducing stress and improving overall comfort.

Data-Driven Insights: Automated systems offer robust analytics that help farmers make informed decisions on breeding, feeding, and healthcare.

 

Challenges:

Initial Investment: Robotic milking systems require a significant financial outlay.

Technical Complexity: The need for ongoing maintenance and potential downtime can be a hurdle for smaller operations.

Adoption and Training: Farm staff must learn new technologies and adapt to data-centric farm management.

Milking yield ( Per cow/ per Year/ Liters )

  • Before: 7,500 – 10,000 Liters 29.1% 29.1%
  • Now: 9,000 – 12,000 Liters 35% 35%

The Future of Robotic Milking

The next decade promises even more sophisticated developments in milking robotics and dairy herd management. Here are some trends and innovations on the horizon:

Artificial Intelligence (AI) and Machine Learning
Advanced algorithms can help predict health issues—such as mastitis—by analyzing subtle changes in the data. AI tools will also optimize milking schedules, reduce energy consumption, and improve feed management.

Integration with Precision Agriculture
Robots will increasingly interact with other farm systems such as feed dispensing units, manure management, and climate-control technologies. With everything interconnected, dairy farming will become more holistic, sustainable, and data-driven.

Mobile Robotic Units
Future innovations may include flexible or mobile milking robots that can move to different parts of a farm as needed. This would reduce the requirement for centralized structures and potentially lower the barrier to entry for smaller dairy operations.

Enhanced Cow Wearables
Collars, ankle monitors, and implantable sensors will offer real-time vital statistics, helping farmers anticipate issues before they escalate. The combination of wearable tech and robotic milking can further optimize health and production.

Focus on Sustainability
With growing consumer concern about the environmental impact of agriculture, milking robots will likely incorporate features that minimize water and energy usage. Better data and refined processes will help reduce the carbon footprint of dairy operations.

From humble hand-milking to high-tech robotic systems, dairy farming has made extraordinary strides in efficiency and sustainability. Modern milking robots not only simplify daily chores but also generate invaluable data that can guide strategic farm decisions. And with upcoming advances in AI, sensor technology, and precision agriculture, milking robots are poised to become even more integral to the dairy sector’s success.

For farms looking to stay competitive and meet the evolving demands of consumers, embracing the future of robotic milking is more than just a progressive step—it’s an investment in both profitability and animal welfare. By understanding where milking technology has been, where it stands today, and where it’s headed, dairy farmers can confidently adapt and thrive in an ever-changing agricultural landscape.

Zorlu Ekonomik Dönemlerde Süt Üretimini Devam Ettirebilmek İçin Süt Çiftçilerine Stratejiler

Zorlu Ekonomik Dönemlerde Süt Üretimini Devam Ettirebilmek İçin Süt Çiftçilerine Stratejiler

Zorlu ekonomik dönemlerde, süt üretimini sürdürmek süt çiftçileri ekstra efor sarfetmerlidirler. Bu durumu aşmak için stratejiler, etkin kaynak kullanımı, yüksek kaliteli yeme yatırım yapma ve sürü için düzenli sağlık kontrollerini içerir. Çiftçiler, bu alanlara odaklanarak üretim seviyelerini koruyabilir ve gelirlerini güvence altına alabilirler. Belirsizlik dönemlerinde, uzun vadeli fayda sağlayacak akıllıca yatırımlar yapmak hayati önem taşır. Önleyici bakım önlemlerini benimsemek, uzun vadede maliyetleri tasarruf etmeye yardımcı olabilir, bu da süt işletmesini daha dirençli ve sürdürülebilir hale getirir.”

Buzağı Öksürüğü Neden Buzağılarda Solunum Hastalıkları Teşhisinde Güvenilmez Bir Erken Uyarı İşaretidir

Buzağı Öksürüğü Neden Buzağılarda Solunum Hastalıkları Teşhisinde Güvenilmez Bir Erken Uyarı İşaretidir

Buzağılardaki solunum hastalıklarının erken tespiti ve tedavisi, solunum sistemlerine verilen hasarı en aza indirgemek ve maksimum üretim potansiyellerini sağlamak için çok önemlidir. Ancak, sadece buzağı öksürüğüne dayanarak bu tür hastalıkları teşhis etmek, ABD’den yapılan araştırmaların öne sürdüğü gibi etkili bir erken uyarı aracı değildir. Veteriner epidemiyolog Terri Ollivett, WeanClean adlı bir yaklaşım öncülük etmiştir. Bu yaklaşım, klinik belirtilerin görülmesinden önce buzağıların akciğer lezyonlarını kontrol etmek için akciğer ultrasonografisini kullanmayı içerir. Dört stratejik noktada ultrason yaparak, bu yöntem sütten kesme sırasında akciğer hastalığını ölçmeyi ve gerekirse tedavi uygulamayı amaçlar, böylece üreticiler hayvanlarını temiz ve sağlıklı akciğerlerle sütten kesebilir. Buzağılardaki solunum hastalıklarının erken tespiti ve tedavisi için ultrason taramasının etkili bir araç olarak kullanılması, erken uyarı işareti olarak buzağı öksürüğünün ötesine geçme gerekliliğini vurgular.

Sağlıklı ve Verimli Hayvan Beslemede ProMix Kullanımının Önem ve Avantajları

Sağlıklı ve Verimli Hayvan Beslemede ProMix Kullanımının Önem ve Avantajları

ProMix’in Hayvan Beslemedeki Avantajları ve Uygulamaları :

ProMix, bitkilerin yetiştirilme şeklini devrim yaratan popüler bir topraksız yetiştirme ortamı karışımıdır. Ancak, ProMix’in hayvan yemi biliminde de uygulamalarının olduğunu biliyor muydunuz? Bu blog yazısında, ProMix’in hayvan yemi alanındaki avantajlarını ve kullanımlarını keşfedeceğiz.

ProMix, kendi arpa miktarı yeterli olan işletmelerin Armoni’ye eşdeğer bir yem elde etmelerine olanak tanımak için üretilen bir tamamlayıcı yemdir. 1 kg Promix ile 1 kg dövülmüş arpayı karıştırarak, Armoni’ye benzer 2 kg bir yem elde edilebilir. Günlük verilecek miktar, kullanılan yem hammaddesinin kalitesine ve özelliklerine göre değişir.